Öyküler

15 Kasım 2014 Cumartesi

Sürükleniş


baltık mavisinin derinliğinde sürüklenip gidiyordu..
iskandinav sessizliğini yanına alarak.

kuzey avrupa'nın sinematografik ormanlarının arasından
kaybolup giderek..

sonra bir düş-ün, dedi anlatıcı..
nereye gideyim dedi, yaşayıcı..
ve nereye gidebilir ki dedi, okuyucu..

Kader'in yazgısına sığınıp
Kuzey ışıklarının teğet geçtiği bir baltık kıyısında
anımsadı..
yıllar önce bir kazazadenin Hak şehrindeki edebisel tavrına
bir doğu-batı sentezi getirerek..

ve dedi
ben nerdeyim?
ve söyledi
Allah'ım bura neresi..
ve sonra
düşüşün hâlâ bir kuzey hikayesinin devamlılığıyla boy ölçüşüyordu..

yıllar sonra..
sadece sürüklenip gidiyordu, zamanın içinde.
kaybolarak..
arayış içinde..
bekleyerek..
sürgünvari uyanışlarda..
rüyanın kabussal gerçekliğinde..
gerçekliğin düşüşünde..

"düş"tü..
evet sadece düştü..
yitip giden zamanın bir parçasıydı,sadece yaşananlar.
bir ölü evinde yakılan ağıtların gerçekliğinde.
bir duygunun bilinçaltına itilen sürüklenişinde..

15 Kasım 2014 / İsimsiz bir şehirden  

0 yorum:

Yorum Gönder

 
 
Copyright © Minimalist Öyküler
Minimalist Öyküler by Mehmet Budak Design by budakca