Öyküler

30 Ekim 2014 Perşembe

Sürgün






































bir doğu şehrinde
sıradan bir şekilde kar yağarken
yalnız
yapayalnız
çaresiz...
 
kar'ın penceredeki yansıması..

cebinden çıkarttığı bir dal sigarayı yakıp pencerenin kardan buğulanmış camına
dumanını üfleyerek..

Yitip giden günleri anımsayıp
geleceğe dair düşler..
pişmanlıklar..
korkular..

bir gece yarısı
rakıdan kafa bulup
Kars'ın o ayazında saatlerce yürüyüp
bir sokak lambasının arkasında işemek.. ayağı kayıp düşmek..
ve anason kokusuyla kalkamamak..

Bir uğur yücel soğukluğunda
bir orhan pamuk sürgünlüğünde
akıp gidiyordu zaman
bir doğu şehrinde.

Yıllar sonra bir güneydoğu sıcaklığında üzerine yapıştığı
düşlerin sadece bir korkudan ibaret olduğunu hatırlayıp kendine gülmek
ve kendiyle dalga geçip Tanrı'ya şükretmek..

Sırf marjinal.. saçmaca bir düşüncemiş gibi görünsede bunu yaşamanın
gerçekten de saçma olduğunu ve gerçekten de delice bir tercih olduğunu
anlayıp masumiyetine sığınıp kaderin yazgısını iliklerine kadar hissetmek..

ve aslında.. kendi kendine verdiği bir sürgünden ibaretti,bu yaşananlar
-Bir rüyanın gerçekleşip aslında bir rüyadan ibaret olduğunu anlamak kadar
felsefik.. saçma bir yazıydı,bu.. -
                                                    30 Ekim 2014 /İsimsiz bir şehir'den

0 yorum:

Yorum Gönder

 
 
Copyright © Minimalist Öyküler
Minimalist Öyküler by Mehmet Budak Design by budakca