Öyküler

19 Haziran 2017 Pazartesi

seni yazılarda aramak.. anmak


bugün tam 10 yıl oldu hala
gidişine..
geri gelmeyişine..
özlemlerin başlangıcına..

gidişinden sonra yazı yazmaya başladım
önce senden
sonra senden sonraki yaşanmışlıklarıma..
ve gidişinin yıldönümlerinde yazardım sana
sonra da yanına gelip dert yanardık ordan burdan

ölmek ne bişeymiş,yaşayan için..
senden önce.. sonra.. onca ölümler gördük hiç biri de bu kadar yakmadı be..

çocukluğum seninle geçtiği için mi
yoksa çocuklarınla çok vakit geçirdiğimden mi
ya da nedir..
sana olan yakınlığım..

kan bağının dedikodu malzemesi olduğu şu şehirde
yakınlığım, kan bağından diyorsan hiç sanmam
yaşayanlar bile ölümünün ardından senin varlığını arattırıyor şu şehirde bana.

şimdi şurda yaşayanlara
yine yazılarımda olduğu gibi en ağır eleştiriyi yapsam
sadece özlemini arttırır ve anlayan birkaç kişi için dedikodu malzemesi

inan yaşayanların bir ölüm kadar değeri yok..
değerli kılan ölüm müydü
yoksa yaşantılar mı
ya da yaşayan derecesinin değersizliği mi..
oysa bunun bi açıklaması olmalı 3 günlük hayatın 3 cümlelik yukarısında.

dedim ya
varlığını özlüyorum.
ölmüş olmanı değil.
yani ölümün ardından şov yapmak için
dedikodu malzemesi çıkarmak için
ya da sırf sen öldün diye yaşayanlardan hıncımı çıkarmak için
özlemedim,aramadım hiç seni..

derdim sana olan sevgimi anlatmak ya da belirtmek değil
sadece seni aramak yazılarda..
ve senden sonra başladım yazmaya,biliyorsun
(biliyor musun ya da hiç hissettin mi onu da bilmiyorum ama)
oysa kişisel bir eleştiriydi bu.
dedim ya sadece özlemini arttırıyor
seni yazılarda aramak
seni anmak

Bak aynı başına gelmiş adamın benim başıma gelen
o da üzülmüş aynı benim gibi
benimki daha acıklı değil onunkinden
fiyakalı değil onun acısı benimkinden...
güzel olan sadece kelimeler
kelimeler..

Belki bir zaman görüşürüz,uzak bir yerde..

19 Haziran 2017 / İsimsiz bir şehirden



0 yorum:

Yorum Gönder

 
 
Copyright © Minimalist Öyküler
Minimalist Öyküler by Mehmet Budak Design by budakca